Çocuklarıma, kendi çocukluğumda okuyup sevdiğim tüm öyküleri okutmaya çalıştım. Doğdukları andan itibaren onların bizim gözümüzle de yaşama bakabilmelerini arzu ediyoruz.
Henüz okuma bilmezlerken ikisine de Pinokyo’yu baştan sona okumuş ve teybe bile almıştım. Bu nedenle de Pinokyo bana ne anlam ifade ediyorsa, onlara da aynı anlamı ifade ediyor olmalıydı.
Çok yıllar sonra bir gün kızıma kendimden emin bir şekilde Pinokyo’yu sevip sevmediğini sordum. Cevabı şu oldu: “Hani şu tahta olan mı?”
Sanırım yanılıyoruz. Başka insanları kendimiz gibi sanmakla; davranışlarımızı, iletişimimizi ve duygularımızı buna göre düzenlemekle sanırım çok ama çok yanılıyoruz.