Bu sitedeki yazılarımın güncelle ilgisi yok. Ancak eski bir yazımla ilgili çağrışım yakaladığımda, güncelin hatırına değil, eski yazımın hatırına nadiren güncelle bağlantı kurduğum oluyor.
ODTU Beyin – Dil Araştırmaları Bölümünde beynin Türkçe cümleleri anlamak için bazı Avrupa dillerine göre bir fazla işlem yaptığı tespit edilmiş. Araştırmayı yürüten Dr Gülay Ediboğlu Cedden, Türkçe’de fiillerin cümlenin sonunda yer alması nedeniyle kişinin cümleyi baştan sona akılda tuttuğunu ve fiilin okunmasıyla cümleyi tekrar zihinde oluşturduğunu söylemiş.
Yıllar önceden çağrışım yapan yazım şöyleydi: (2006 yılında Biri adındaki kitabımda yer aldığı şekliyle)
BİR OLASILIK ?
Bazı lisanlar düşünceyi de, duyguları da diğerlerine göre daha az heceyle ifade ediyor. Bu farklılık, bu lisanları kullanan toplumların,
- Yazma ve okuma alışkanlıklarının daha yaygın olmasına yol açabilir mi?
- Düşünme için de kelimeler aracılık ettiğine göre, düşünme alışkanlıkları ve çabukluğu, hatta bilimsel araştırmalar üzerinde etkili olabilir mi?
- Bireyleri arasında iletişimi kolaylaştırıyor olabilir mi?
Buna ek olarak öznenin başta ya da sonda kullanılması, düşünme, iletişim ya da duyguların aktarılma kolaylığında bir farklılık yaratabilir mi? Empatiyi etkileyebilir mi?
Lisan mıdır toplumların pratikliğini, pragmatikliğini, iletişimini etkileyen, yoksa toplumların kişiliği mi lisanın yapısını etkiler?