Biri

DATÇA YARIMADASI

DATÇA YARIMADASI YAZIM KASIM 2014′DE GÜNCELLENMİŞTİR: Bir kaç arkadaşımızdan ayrı ayrı Datça yarımadası ile ilgili bilgi isteği gelince son derece öznel (sadece benim tecrübelerime dayanan) bir liste hazırladım. Bir kenarda dursun, belki bir gün yolunuz Datça yarımadasına düşerse işinize yarar.

Yalnız ülkemizde kurumsallaşmanın zayıf olduğunu ve her an her şeyin özellikle otel-lokanta sahip ve çalışanlarının değişebileceğini göz önünde bulundurun lütfen. Yani hiçbir şeye kefil olmak maalesef mümkün değil.

Tabii ki yazdıklarımın dışında çok güzel yerler de vardır. Ben sadece denediklerimi ve birinci ağızdan duyduklarımı yazdım. Lütfen diğer yerleri de denemekten geri kalmayın, kimseye haksızlık yapmış olmayayım. Benim bilmediklerimden beğendiklerinizi yazarsanız da sevinirim.

Anlatacaklarım Marmaris’e arabayla yaklaşan ve istikameti Datça tarafı olan ama çevreyi de merak eden bir aileyi hedef alıyor diyebiliriz. Ancak önce İstanbul’dan gelirken uğradığımız iki kafe’den bahsedeyim. Birincisi Akhisar – Balıkesir arasındaki Ceren Tur Shell Benzin istasyonundaki kafe. Bir kadının eli değdiği belli olan bu kafe, bir yol üstü kafesi olarak diğer bütün gördüklerimden daha özenli. İşletmecisi Seval Hanım. Diğer bir mola verdiğimiz kafe ise otoyoldan Muğla’ya doğru çıkar çıkmaz Aydın çıkışındaki Kahve Bahane.

1) Gökova’ya gelirken Sakar geçidinin başında, 10 dakikalık bir yolla ulaşılan harika bir seyir terası var. Yalnız yol son derece kötüydü. Eğer yol düzelmişse zaman ayırmaya değer.

2) Gökova’ya inerken sağdaki Akyakayı hemen herkes biliyor ama zaman uygunsa oraya da sapıp Azmak boyundaki lokantalardan birinde yemek yemenizi öneririm.

3) Marmaris’e gelmeden 15 km önce Çetibeli mevkiinde sağda Jandarma’dan hemen sonra Pınarbaşı Çağlayan lokantası, yemeklerinde eski kalite kalmadıysa da pınarı ve çınarı için mola vermeğe değer.

4) Marmaris için önereceğim en sevdiğimiz lokanta Netzel Marina içindeki Pineapple. Bu yıl fiatları yukarı çektiler ama dünya mutfağından yemekleri çok çeşitli ve güzel, kokteyleri de güzel, ayrıca terasında oturmak da keyifli. Ayrıca Marmaris’te maç seyretmek için oturduğumuz Roma Cafe’nin işletmesini ve çalışanlarını çok beğendik. Çalışanı mutlu olan işletme iyi işletmedir düşüncesinden hareketle yeterince denememiş olmamıza rağmen orayı da not ediyorum. Bunun dışında sadece bilenlerin ve esnafın gittiği, balıktan ciğere ve çeşitli günlük mezelere, yemek yemek için de uygun salaş Konti meyhanesini biz beğendik. Yeri, Marina başındaki caminin yakınında 37. sokakta. Pastahane olarak da üst düzey kalitesi olmasa da taze pasta ve taze çay bulabileceğiniz, özenli bir yer olarak gördüğüm Karen’i önerebilirim. Netzel Marina içindeki Mona Titti adındaki dükkan sahipleri ile İçmeler’deki aynı isimli ve artık kapanmış olan lokantaları vasıtası ile tanışmıştık, ilginç tasarımlar var; göz atmağa değer. Tasarımcıların babası Güven Bey’in kendi hayat öyküsünü yazdığı kitapları ise şaşırtacak derecede sürükleyici ve ilginç; kendisi kadar!

5) Marmaris’ten sonra gelen İçmeler aslındaAmerikan tarzı bir eğlence yeri olmuş. Marmaris’ten kıyıdan da gidilebiliyor, Marmaris – Datça yolundan da sapmak mümkün. (İkinci bahsettiğim yol Datça tarafından gelen için uygun) Birçok lokantada canlı müzik veya gösteriler var. Gösterilerin çoğu ‘Yetenek Sizsiniz’ programından çıkmış gibi. Gene de bir akşam İçmeler’e ayrılabilir. Sakin koylardan sıkılındığında La Grotta İtalyan Lokantasında Latin müziği eşliğinde bir akşam yemeği yenebilir ve sonra sahilde yürünebilir diye düşünüyorum.

6) İçmeler’in biraz ilerisinde Turunç ve Kumlu Bük var. Kumlu Bük’te Dedem Restoran iyi demişlerdi ama ben gittiğimde mevsim dışıydı, o nedenle olacak çok tenhaydı, girmedim, gene de denenebilir. Ben Serendip Select Otelde yemek yeyip denize girdim ve memnun kaldım ama Datça tarafının koylarını tercih ettiğimi düşündüm.

7) İçmeler’e sapmayıp, asıl güzergahımız olan Marmaris-Datça yolunda devam edersek Bozburun ayırımından hemen önce solda Mavi Pide var. Hem pidesi fena değil, hem de çok hoş bir derenin yanında olduğu için mola vermeye değer. Son zamanlarda gitmediysem de, reklam edildiği kadar lezzetli pide beklemeyin derim, ancak ortam dışarıdan görünenden çok daha güzel.

8) Datça yolunda giderken Bozburun’a doğru saparsanız:
- Golden Key – Hisar Önü – pahalı ama güzel bir otel. O açıdan Hisarönü körfezinin görünüşünü çok severim.
- Hisarönü körfezinde ‘Kız Kumu’ – sadece görmek ve üzerinde yürümek için (ayaklara dikkat !) – Kardeşim Kız Kumu Motelde kaldı, basit bir motel ama memnun kaldılar. Onun yanındaki Begonvil otel hakkında orada kalan bir çiftten güzel şeyler duydum.
Kızkumu’nun meşhur bir de efsanesi var; düşmanlardan kaçan bir prensesin eteğindeki kumları dökerek denizde yürüyebilmesi ve kumlar bittiğinde denize karışması üzerine – Muhtemelen başka versiyonları da vardır.
Kız Kumunda yazın turist kaynadığını ve park etmenin dahi zor olduğunu da belirtmem gerekir.
- Hisarönü Marina’da (Narin Marina) iyi ve pahalı iki lokanta olduğunu biliyorum, hiç gitmedim.
-Hisarönünden Selimiye’ye doğru giderken yoldan biraz ayrılıp Turgut köyünden geçebilirsiniz. Köyün merkezinden saparsanız bir buçuk km sağa doğru hoş bir koy var. (Her ne kadar karşıdaki otel görüntüyü biraz bozuyorsa da) Ella veya Zakkum adlı lokantalarda bir çay içmeye değer. Geri dönüp tekrar Selimiye yoluna doğru ileri devam ederseniz Turgut köyünden tekrar anayola çıkana kadar bence Türkiye’nin en yeşil ve en güzel yollarından birinde araba kullanmış olacaksınız.
- Selimiye’ye giderken solda Turgut şelalesi – Serin ve bol ağaçlı, yazın suyu az (Turistler akın akın üstü açık araçlarla geldiği için geç veya erken saatleri seçmek lazım)

- Selimiye’ye giderken sola sapıp Bayır Köyü’nü görebilirsiniz. Köyde çok yaşlı bir çınar ve çok yaşlı bir selvi ağacı var. Selvi biraz arka planda kalıyor ama giderseniz mutlaka görün derim. Her iki ağacın da 2000 yaşlarında olduğu söyleniyor. Buradan, biraz sıkboğaz edilerek de olsa, yediğim en lezzetli petekli balı aldım. Selimiye koyunda (Marmaris-Datça yolu ayırımından 30 km) Sardunya lokantasını en eski olup da kalitesini aynı tuttuğu için takdir ediyorum. Ben denemedim ama iki arkadaşımdan ‘Hidayet’ adlı lokantanın çok iyi olduğunu duydum. Bir başka arkadaşım da Kaptan Pansiyonda kaldıklarını ve çok memnun olduklarını söyledi. Selimiye koyunda yan yana bir çok otel ve lokanta var, çoğu deniz kenarında ve güzel gözüküyorlar.-Selimiye’ye sapmadan hemen önce Deniz Restoran hiç reklam yapmayan ama çok bilinen bir aile işletmesi. İskele üzerinde masaları olması güzel. Ben biraz geç gitmiştim,belki o nedenle yemeklerinden umduğum kadar memnun kalmadım ama denenebilir.-Selimiye girişte Ceri Pastahanesi, Datça yarımadasında pek iyi pastane bulunmadığı için ilgimi çekti, ben pastalarını ve bademli kurabiyesini çok beğendim.Ayrıca Paprika’nın da ilginç tatlı ve kokteylleri var. Selimiye’den devam ederseniz Bozburun’a gidiliyor. Bozburun’da Sabrina’s Haus yeri harika bir otel, güzel günlerinde kalmamış ama kahve içmeye uğramıştım, şimdi en pahalı butik otel olmuş. Bozburun’daki Fisherman lokantasından da karşılaştığım bir çift çok memnundu. Sabrina’s House yakınındaki Kariabell otelinin de gerek yer gerek servis olarak iyi bir otel olduğunu, iyi bir lokantasının da olduğunu orada kalan kuzenimden duymuştum,  konumunu da yediğim yemeği de çok beğendim, daha sonra da hakkında hep iyi şeyler duydum. Selimiye’de kalıyorsanız rezervasyon yapıp, yemek yeme vesilesi ile bambaşka bir ortamı görebilirsiniz. Telefon ediyorsunuz, tekne ile sizi alıyorlar. Bu yıl (2014) 5 yemekten oluşan tabldot fiatı 75 TL idi. Benzer bir konumda gene çok methedilen Bozburun Yat Klübü var, burada da yemek yemek mümkün ama ben henüz gitmedim. Bozburun’dan sonra Söğüt köyünde Muhammed’in yeri, o civarda kalınıyorsa ve değişik bir yer görelim diye düşünülürse denenebilir. Söğüt’teki birkaç lokanta çok iyi deniz ürünleri ile biliniyor. Söğüt’ten Bozburun üzerinden de dönmek mümkün, Bayır köyü üzerinden de. Tatlı sevenlerin yöreye has losta tatlısını deneyebileceklerini ve de Bozburun ve Selimiye’den tekne gezintileri de yapılabileceğini söyleyerek bu bölgeyi geride bırakayım.

9) Bozburun’a sapmayıp Datça’ya devam edilirse

- On km kadar sonra solda D Otel var. Harika bir koyda yer alan ve bir zamanlar başka ellerdeyken çeşitli promosyonlarla bir iki gün kalabildiğimiz bu otel şimdi aşırı sosyetik ve aşırıdan da öte pahalıymış.Biraz ileriden ‘Amazon’ levhasından sağa sapılırsa 6 km sonra Bördübet (Golden Key oteli – Hawai ya da Tahiti gibi bir yer)- Bördübetten 3 km sonra Amazon kamping ve plaj – gizli cennet

8) Amazon ve Bördübete sapmadan devam edilirse
- 20 km sonra solda Aktur Tatil Sitesi – Aylık ev kiralamak için uygun – özellikle küçük çocuklu aileler için.

- Aktur’dan 10 km sonra sağda ‘Üzüm’ tabelası göreceksiniz. Mevsim uygunsa üzümlerinden mutlaka tadın. Diğer bahçe ürünleri de güzel.
-Datça 10 km levhasından 1 km kadar sonra eski değirmenlerin karşısında Datça Vineyard. Şarap sevenler Datça’nın yeni şaraplarından tadım yapabilirler. Manzara ve ortam harika. Sahibi Hasan Bey gerçekten güzel bir girişimde bulunmuş.

- Birkaç km sonra sağa saparsanız Olive Farm. Çeşitli kozmetik ürünleri ve zeytin bağıntılı ürünleri bulmak mümkün. Pahalı da olsa yeşil zeytinini çok beğenmiştik.
- Yol sizi sonunda Datça’ya ulaştırıyor. (Aktur – Datça: 25 km)

9) Datça merkezde

- Fevzi Balık (Datça’nın çok eski ve çok iyi salaş balık lokantası, kalabalık zamanlarda servis aksayabiliyor ve yemek kalitesi düşebiliyor ama en farklı lezzetleri burada bulabilirsiniz.
- Marina’nın sonundaki Beyaz Amca lokantası güzel ancak fiatlar son gidişimde fazla artmıştı.

- Marina’ya yukarıdan bakan Emek (Kaptanın Yeri) teras manzarası ve kaliteli yemeği ile hep gitmeyi tercih ettiğimiz yer.

- Ziraat Bankasının karşı sokağı yakınındaki Uysal gözleme ve mantı ve özellikle ev yemeği sevenler için gerçekten güzel. Kuru bakla çorbası, kabak çiçeği dolması ve yaprak sarmasını özellikle seviyoruz. Uysal’ın aşağısında yer alan seyyar  tezgahta lokma yapan hanım ise gerçekten iyi lokma yapıyor.

- Marina’nın en ucunda Çınar dondurma; bu yöre için makul kalitede dondurma, tatlı, kahve.

- Kasabaya giriş yolunun sonunda Tuncel Ağa Konağı, merkezde kalmak isteyenler için iyi bir seçenek gibi gözüktü. Biz önündeki terasında kahve içmeyi seviyoruz.

- Datça marinadan devam edilirse birkaç km ötedeki Villa Aşina kalmak için hoş gözüküyor. Önceden haber verilirse yemeğe de kabul ediyorlar.
- 5 km ileride Kargı koyu – o bölgede denize girmek için merkeze yakın güzel yerlerden biri.
- ‘Eski Datça’ taş evleri ve Can Yücel sokağı – küçük bir yerleşim alanı ama uğramaya değer
- Datça merkezden biraz önce Reşadiye köyünde Mehmet Ali Ağa Konağı – Otel olarak pahalı ama bir restorasyon şaheseri olduğu için en azından bahçesinde limonata veya kahve içmek gerekir.

10) Datça Merkeze girmeyip devam edilirse
- 20 km sonra solda Mesudiye. Saptıktan sonra sahile yakın yol ayırımında sola devam edilirse Hayıtbükü:
- Gabaklar Pansiyon – Hayıtbükünün solunda bir tepeyi aşarsanız harika bir özel koy, güzel bir lokanta, bir kaç gün sakin kalmak üzere basit binalı/bungalow otel. Yemeğe gidip denize de girilebilir.
- Hayıtbükü sahilde Ortam restaurant – Terası güzel, güzel yemek çeşitleri var ancak pahalı. Yazlıktaki komşularımız bu yıl hayalkırıklığına uğradıklarını da söylediler. Bu lokantanın iki yanında iki ayrı lokanta daha var; bunlardan Serenity’de taze balık ve salata temalı basit bir yemek yiyerek biz çok memnun kaldık, öbür tarafındaki Poyraz’dan da bazı dostlarımız memnundular.

11) Hayıtbükü’nden sağa dönülürse Ova Bükü. Deniz taşlık ama çok berrak. Melinda Pansiyon ve Ada Pansiyon’un özellikle zeytinyağlı yemekleri ev yemeği tarzında ve oldukça iyi. Sakin bir tatil düşünüyorsanız bu pansiyonları veya yakınlarındaki diğer pansiyonları görün derim, sessiz sakin bir deniz tatili için düşünebileceğim belki de en ideal yer. Ovabükü’nden Palamutbükü’ne giden yolun hemen başındaki Altınkum motelde sadece perşembe günleri yapılan pideyi çok beğendiğimi de eklemek isterim.

12) Mesudiye’ye girmeyip anayoldan devam edilirse veya Ovabükü’nden sonra sahilden çok güzel bir manzara eşliğinde devam edilirse 10 km sonra Palamutbükü
- Bütün Akdeniz’in en güzel koylarından. Ancak son yıllarda kasaba haline dönüştü. Gene de güzel.
- Payam adındaki pastahanesi de benim sevdiğim yerlerden biri oldu, özellikle dondurmasını ve incirli kekini ailece çok beğeniyoruz. Yemeklerinin de özenli olduğunu duydum. Koy boyunca konumları çok güzel bir çok başka lokanta da var, ben çoğunu denemedim.Herhangi birinde yemek yeyip denize girmek en yaygın uygulama. Biz Adamik’te taze balık yedik ve memnun kaldık; orada kalan dostlarımız da tatilleri süresince hep bu lokantada taze balık yediklerini söylediler. En çok reklamı yapılan oteli koyun bir ucundaki Mavi Beyaz. Güzel bir otel ancak gecelik oda ücretinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Gene de kalanların memnun olduğunu seöyleyeyim de haksızlık olmasın. Koyun tam öbür ucunda ise Türkan Hanım’ın ev yemekleri var; tatilde sulu yemek özleyenler deneyebilir. Palamutbükü’nden anayola çıkıldığında Datça tarafında sadece birkaç yüz metre ileride Yaka Mengen lokantası var; bir taş ev; yemeklerini denemedim ama tatlılarının güzel olduğunu söyleyebilirim. Hemen yanında da Knidos Sanat Akademisi var, bazı dönemsel sergilere ev sahipliği yaptığı gibi, bahçesinde de onlarca heykel var. Uğramanızı öneririm.

13) Yarımada ucuna kadar gidilirse (Bir 10 – 15 km daha)
- Knidos (Harabeler gezilir ve güneş batıyorsa seyredilir :) Ege ile Akdeniz’in tam birleştiği nokta ! Belki de dünyada güneşin en güzel battığı birkaç yerden biri…



DATÇA YARIMADASI: 11 Yorum

  1. Ümit Doğanay says:

    Sevgili Kemal,Datça ve çevresi hakkında verdiğin bilgiler harika.Benim bunlara 2 küçük eklemem olacak.Bozburu’na giderken Söğüt yönüne saparak köye ulaştıktan sonra hemen sağ tarafta “Ahtapotçu Mehmet’in restoranını göreceksin.Birkaç çeşit ahtapot ve harika kalamar yapıyorlar.Tabi’ki yanında buz gibi bira ile çok iyi gidiyor.
    Son 3 yıldır Selimiye’de Kaptan otele geliyoruz.Şu anda sana oradan yazıyorum.Burası bir aile işletmesi.Sahipleri çok iyi insanlar.Birgün olurda gelmek istersen ana bina üst katındaki 2 odadan denize bakan soldaki odayı iste.Veya bana bildir senin adına ben rezervasyon yapayım.Rezervasyonu yapan hanımın ismi Hilal.
    Burada kendimi cennette hissediyorum.Eylül 15′ten sonra gelmeni öneririm.
    İsviçre ile ilgili bilgilerini henüz inceleyemedim.Planımda Slovenya’daki Bled gölünü ve sonrasında Salzburg’u ziyaret etmek var.Bilgilerinden faydalanacağım.
    Sevgiler

  2. ASLI GÜREŞCİER says:

    Çok teşekkürler :-) . İşime yarayacağından eminim. Hatta uğradıklarımız olursa size güncel durumunu da bildiririm.
    Sevgi ve selamlar

  3. Zeynep Eltutar says:

    Kemal Bey merhaba,

    Sessiz takipçilerdendim ama yaz gelince, Datça yazılarınızı bir daha okuyunca, geçen sene denizde dubaların yanında Işıl’la yüzerken bize tavsiye ettiğiniz Beyaz Amca’da mehtabı seyrederek yediğimiz lezzetli yemeklerin tadını hisseder gibi oldum…Bir merhaba diyeyim dedim..
    Sevgiler.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

  • 'Ne Anladım Ben Bu Hayattan' en son
    05.03.2012
    tarihinde güncellenmiştir.
  • Gün gün yazılar

    Nisan 2024
    Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
    « Mar    
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    2930