Adam kızı dünyanın dışındaki platforma davet etti.
Platform davetten yapılmıştı.
Kız geldi.
Platformun üstünde yalnızdılar.
Kız, diğerlerinden farklıydı.
Davet ettiğinde dünyanın dışına geleceğini adamın bilmesiydi farkı.
Platformun üstünde gökyüzüne diklemesine uzanan dev bir levha vardı.
Levha iki yüzüne karşılıklı dayanan iki merdiven sayesinde ayakta ve dengede duruyordu.
Adamla kız ayrı taraflardan merdivenlere tırmandılar.
Bir basamak, iki basamak, üç, beş, on beş…
Birbirlerini görmüyorlar, konuşmuyorlar, sadece nefes alışlarını duyuyorlardı.
O platformda beraberce kalışları levhanın dengesine bağlı olduğu için o dengeyi tüm yürekleriyle koruyabildikleri kadar korudular.
Bir gün, bir basamakta levhanın devrildiğini ve ikisinin de dünyaya düştüğünü duydum.
Apayrı yerlere mi düştüler, yan yana mı; sormaya değmezdi.