“Aşağıdaki düzyazı şiir, günümüz modern şiirinin temellerini oluşturan ve şiirin son sınırlarına ulaştığı kabul edilen dahi bir İngiliz ozana aittir” desem,
“Tercihin yitirdiği ruhsal dinginlik… Emekleyen zaman ve ötesinde ten… İşte o – gergin bekleyiş ucu ucuna dudaklarda! karanlıktansa karanlık… avcının evcil hatırasıydı karda kalan… ve durdu. Oradaki ıslak ülkenin umulmadık günahının yolculuğu ile varacağız tize: Viyolonsel çarpık ve sessiz. Uzaktı çok uzaktı öteler.”
Ya da, “Ben öylesine yazdım” desem…
Bu satırlar her iki durumda da aynı etkiyi yaratır, ruhumuzda ve beynimizde sahibinden ve sahibinin edebiyat çevrelerinde kabulünden bağımsız olarak aynı yansımayı yapar mıydı?
Beğenilerimiz kendi beğenilerimiz midir, başkalarının mı?
Beğenilerimiz çoğu zaman ‘tümden gelim’ !