‘Over The Rainbow’ en sevdiğim şarkıdır demeyeceğim ama tereddüt etmeden söyleyebilirim ki en beğendiğim melodiye sahiptir. İsmi de çok güzel.
Yıl 1998 olmalı. İstanbul’dan yola çıkıyoruz ve oğlumu arabayla Denizli’de bir otele bırakıyorum. Bir satranç turnuvasına katılacak. Üç dört gün burada tek başına. Yolu yordamı kendi bulacak, tren biletini alıp haftasonu dönecek.
Biliyorum ki, herkes kendi ‘sorun platformu’ içerisinde dolanıp durur. O gün, o günkü kendi sorun platformum içinde benim için önemli bir gün. Tabii ki daha önce arkadaşlarıyla ya da okulla bir yerlere gitmiş. Ancak ilk kez kendi başına. Çocuklarımızın birey olduklarını algılamamızla birlikte hayatımızda yeni bir dönem başlıyor. Biliyor olmakla algılamak ne kadar farklı şeylerdir !
Gece beraber kaldık, sabah erkenden vedalaştık ve ayrıldım. Dudaklarımda ıslıkla çaldığım bir melodi: ‘Somewhere over the rainbow….’
Yola koyulmadan önce köşedeki bakkaldan bir gazete alıyor, hemen oracıkta karıştırıyor ve rastlantıya şaşıyorum:Yeni vizyona giren ‘You’ve Got A Mail/Mesajınız Var’ filmine bu eski şarkının mükemmel eşlik ettiğini yazıyor. (Yanılmıyorsam ilk kez Judy Garland ‘Oz Büyücüsü’ filminde bu şarkıyı söylemişti)
Sonra şehir dışına çıkıyorum. Ana yola çıkana kadar tarlaların arasında dar bir asfalt yolda gitmek gerekiyor.
Birden sarsılıyorum: Tarlaların ötesinde hayatımda gördüğüm, görebileceğim en büyük, en net, en parlak, en tam gökkuşağı yayı var.
Rastlantılarla maceran belki bugün başlamıştı.