Babam anlatmıştı:
Kabataş Lisesinde geçen yüzyılın başlarında çok sert bir tarih öğretmeni varmış. Bir gün, zor bir sınavın ardından herkesi tek tek ayağa kaldırarak pek de parlak olmayan sınav notlarını okurken, bir arkadaşlarını – notunu okumak yerine – adamakıllı azarladığını görüp onun adına endişelenmişler.
Hoca, öğrencinin, islamiyetin ilk yıllarındaki savaşlara ait soruları cevaplarken önemli dini şahsiyetlerden saygı belirten ünvanları ile söz etmemesine çok içerlemiş. Bu nedenle de öfkeyle bağırıp çağırarak çocuğu azarlıyormuş.
Diğer öğrenciler bu azarın arkasının ‘Otur: Sıfır’ olarak geleceğinden emin olarak vurucu darbeyi beklerken öğretmen yüzünü buruşturup:
“On” demiş, “…ama yüzüne gözüne dursun !”