Datça yarımadasını ilk keşfettiğimiz yıllardaydı. Bir gün ailece Selimiye, Bozburun tarafına gittik. Çamların arasından görünen masmavi denizin neredeyse göz yaşartan manzarası, büyümekte olan çocuklarımızla artık sıcak diyaloglar kurabiliyor oluşumuz, onlarla bu güzellikleri paylaşıyor olmanın kıvancı ve tam o sırada radyoda Abba’dan ‘Fernando’. O ‘an’a kadar pek dikkat etmediğim, Abba’nın şarkılarını dinlerken bile herhangi bir şarkı olarak dinleyip geçtiğim ‘Fernando’. Kaybedilmiş bir özgürlük savaşından yıllar yıllar sonra, o savaşı vermiş olmanın mutluluğunu da içeren nostaljiyi yansıtan şarkı. Belki içindeki ‘nostalji’ ruhu idi beni o şarkıya o an çeken. İçimden şunu söylediğimi hatırlıyorum: “Kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim ve hiç bu kadar mutlu hissetmeyeceğim.” Doğru bir tespit mi idi bilemiyorum ama kendimle böyle konuştuğum başka bir an olmadı.