Yedek Subay olarak Heybeliada’ya gittiğim günlerde, vapurda çok farklı insanlarla tanıştım.
Aşağıdaki şiiri yazmamış olsam bugün o çocukla konuşmamızı hatırlamazdım herhalde.
Bugün kırkbeş yaşında olmalı, mağazasını açabilmiş midir acaba? (Az bir olasılık.)
Sorgulamaya devam ediyor mudur, yoksa çoktan pes etmiş midir? (Muhtemelen pes etmiştir.)
Kendimle ilgili de şunu söyleyeyim; ne kadar naifmişim…
YA TUZ?
Bugün on üç yaşında bir küçükle
Yolculuk yaptık birlikte
Gözleri ışıl ışıl, dost olmak istedi.
***
Adada hastanedeymiş babası
Görmüş, iyiymiş, mutluydu.
***
Bir marangoz yanında çalışıyormuş,
“Küçükken çalıştın mı?” diye sordu.
Utandım, bir şeyler geveledim.
Sessiz durdu bir an,
- Denize yağmur yağıyordu -
“Denizler” dedi, “Yağmurla oldu”
“Ya tuz?”
***
Benimsemişti dostluğumu,
“Çay içer misin?” dedim
Dürüst ve açık: “İçerim”
On üç yaşındaydı ama şimdiden
Askerliğini bitirmeyi düşlüyordu ve
Mobilya mağazası açmayı…
“Gelirim mağazana” dedim,
Sevindi açmış gibi, güldü, güldü, güldü…
***
On üç yıllık yaşamında
Hiç bir şey vermemiş olduğum bu küçüğe
Kendimi bağışlatmak istercesine
Dostluğumu verdim bugün…
Sevgili Kemal ve Işıl,
Bu anı beni ağlatt.”Birkaç saat sonra Türkiye’ye uçacağım da ondan sinirlerim laçka”deyip kendimi kandırmaya uğraştım nafile…akan yaşlara engel olamıyorum.Bu arada bu denli hüngürdememin bir başka nedeni benim de yıllar önce Bodrum’da tanıdığım Hüseyin adlı bir küçük çocuğu hatırlamak…
Öyle zayıftı ki yaz günü sırtının kemikleri birer birer sayılıyordu.Kaldığımız pansiyonda ayak işleri yapıyordu.
“nerelisin?”diye sorduğumda (şimdi olsa şaşırmam ama o zamanlar yani yıl 1970 filan) “Sıvaslıyım!”cevabını alınca nedense çok şaşırmıştım.O bana nereli olduğumu sorduğunda da nedense İstanbulluyum demeden önce kısa bir an susmuştum.kemalin tanıdığı küçük gibi bu çocuk da Bodrum’da para biriktirip kardeşini okutmak istiyordu!!
Üst üste birkaç yıl Bodrum’da Hüseyin’i gördük.Arkadaşlarım ve ben elimizden geldiği kadar ona parasal yardım ettik ama…
1977 yılında Bodrum’a gittiğimizde Hüseyin’i bulamadık…Zafiyetten ölmüştü.
Dilerim sizin küçük büyümüş ve mobilyacı dükkânları zincirinin sahibi olmuştur.
Dostlukla ANO
İyi yolculuklar. Görüşmek dileğiyle.
Bence mağazasını açmıştır, hatta zengin bile olmuştur. Küçükten yaşamla savaşa başlayan insanlar hele bu çocuk gibi aile bağları kuvvetli ve sorumluluk duyguları yüksekse yapmak istediklerini başarıyorlar. Hedef koymak başarmanın yarısıdır.
Belki çocuklarına anlatıyordur, “Bir gün vapurda bir ağabey vardı, keyifle sohbet etmiştik, bana çay ısmarlamıştı. Bir gün böyle bir mağazanın sahibi olacağımı söylediğimde geleceğini söylemişti. Ben de kendi kendime söz vermiştim, başaracağım ve ona kendi mağazamda çay ısmarlayacağım. Hala kapıdan geçenlere arada göz atarım, belki bir gün buradan geçer diye.”