Diyaloglar
Diyaloglar (42)
- Bu zor gününde gelenlere bakılırsa, ne çok sevenin varmış.
- ‘Ne çok sevdiğim insan varmış’ diye düşündüm ben.
Diyaloglar (41)
- Şu binaların inşaatı yükseldikçe güneş bizim için gitgide daha erken batıyor. – Eskiden deniz manzaralı daireler revaçtaydı, artık gökyüzü manzaralı daireler satılacak !
Diyaloglar (39)
- Neden onlarla birlikte çalışmayı bıraktın? – İnsanlara özen göstermeden insanlığa özen göstermenin çelişkisi rahatsız etti beni.
Diyaloglar (38)
- Dostluk emek ister. Onunla olan dostluğumuza emek vermekten yoruldum ve yollarımız ayrıldı.
- Gerçek bir dostluksa, tatlı bir yorgunluktur o emek. Daha önemlisi dostluğa verdiğin emek, kendine de yansır.
. . .
Diyaloglar (37)
- Bir konuda gerçekten uzman olan herkesle uzman olmadıkları konularda da sohbet etmekten hoşlandığımı fark ettim.
- En azından derinlemesine bilmedikleri konuların da bir derinliği olduğunun farkındalar.
Diyaloglar (36)
- Kuantum fiziğinde gözlemci herşeyin merkezi. Mikro dünyada gözlemlenmeyen bütün olaylar anlamını yitiriyor.
- Makro dünyada insanoğlunun zamanla ilişkisi gibi… Gözlemci olmasa ‘zaman’ olmaz, sadece değişim olurdu.
Diyaloglar (35)
- Yanlış anlamalar üzerinde açık açık konuşsalardı ayrılmazlardı.
- Gene de ayrılırlardı sanırım. Ayrılmaya neden olan bir ‘konuşamama’, – konuşulsaydı – birbirini incitme üzerine bir konuşmanın işaretidir bence.
Diyaloglar (34)
- Niye, başka insanları kendimizden yola çıkarak yeterince anlayamayacağımızı söylüyorsun?
- Kendimin bile yaşadıkça dönem dönem farklı insanlara dönüştüğümü gördüğüm için.
Diyaloglar (33)
-Seçimlerimizi hiç bir zaman siyah ve beyaz arasında yapmıyoruz. – Açık gri ve koyu gri arasında seçmek de çok farklı değil.