Hassasiyetlerini duygularla, öznel kriterlerle ve mümkün olduğunca dar tanımlayan, üstelik bu alanı tepki göstererek koruyan birey ve topluluklar için özgürlük yönündeki yol daha zahmetlidir, çünkü en kolay birbirimizi özgür kılabiliriz.
Kemal Tümerkan
Hassasiyetlerini duygularla, öznel kriterlerle ve mümkün olduğunca dar tanımlayan, üstelik bu alanı tepki göstererek koruyan birey ve topluluklar için özgürlük yönündeki yol daha zahmetlidir, çünkü en kolay birbirimizi özgür kılabiliriz.
© 2024 BackMyBook.com
ÖZGÜRLÜK ADINA 1
Tanrıların ve kralların egemen olduğu dönemlerde insanların yaşam alanlarını terk etmesi büyük bir suç ve baş kaldırı olarak görülüyormuş. Deniliyormuş ki; ırmakları, gölleri, dağları ve denizleri yaratan tanrı olduğuna göre ve yeryüzünde onu kral temsil ettiğine göre, onlardan izin almadan bir yere gitmen onlara karşı çıkman demektir. Bir yerlere gidenler hep olmuş sanırım. Bu kezde onlara dünyanın düz olduğu eğer bilmeden yola çıkarlarsa allah saklasın bittiği yerden sonsuz bir uçuruma düşebilecekleri söylenmiş. Bazı insanlar macera tutkusundan mı yoksa meraktan mı gereksinimden mi bilinmez her şeyi göze alıp gene yollara düşmüşler.
Şimdilerde ise ülkeler sınırlar koyup buralar bizim deyip toprağı denizi dağı havayı hatta yerin altını sahiplenmişler ve asıl kutsal hakkın bu olduğunu belirlemişler.
Ana evimin olduğu Antalyayı çok severim. Gittiğimde Torosları inerken denizi ilk görüğüm, geniş ovanın kokusunu ilk duyduğum zaman içim yaşama sevinci ile dolar işte Pamfilya derim ve işte denizi.
Pamfilya; bütün insanların ülkesi demektir, Pamfilyamare ise bütün insanların denizi. İçimden ve beynimden tekrar ettiğim zaman “Pamfilya, Pamfilyamare……” özgürleşirim kuş olup uçasım gelir, sorarım: İnsanların koyduğu sınırlar mı yoksa beynimizin duvarları mı bizi köle yapan!…
” O quam ridiculi sunt mortalium termini” : Ölümlülerin belirlediği sınırlar ne gülünç. SENECA