Uzaklarda belli belirsiz bir ada var ve yelkenlimizin hedefi bu ada…
Rüzgar karşıdan bir yerlerden esiyor.
Yelkenciler böyle bir durumda o adaya doğrudan gidilemeyeceğini bilirler.
Zigzag çizmek gerekir. Önce biraz sağa, sonra biraz sola, sonra gene sağa…
Bildiğim kadarı ile buna tramola atmak deniyor. Yelkeni bir o yana atarsınız bir süre sonra öbür yana…Tekne bir o yana yatar bir bu yana…
Doğru yerde tramola atmak önemlidir, aksi takdirde çok zaman kaybedilir. Yarışları da en doğru zamanda tramola atanlar, yani ileri giderken gereğinden fazla sola sağa savrulmayıp yolu kısaltanlar kazanır.
Tramola benzetmesini şirketler için de, toplumlar için de kullanmayı seviyorum, bu benzetmenin önemli olduğunu da düşünüyorum.
Gideceğimiz ada, diyelim ideal toplum. Biliyorum ki, her insan aynı ideal toplum rüyasını görmez. Bu rüya yalnız insandan insana değil, toplumdan topluma, zamandan zamana da değişir.
Ancak bu derece karmaşık bir modeli size yansıtabilecek beceriye sahip değilim. İşi basitleştiriyorum ve ideal toplumu, bireylerinin rüyalarının karmasıyla şekillenen bir ada olarak ufka konduruyorum.
Her bireyin ama az ama çok, o toplumun o adaya varmak için atacağı tramolalara katkısı var, tabii ki bazı insanların çok daha fazla var.
Hayallerindeki adada barış, özgürlük ve ‘evrensel değerler’ olan ve de tramolaları doğru zamanda atacak birikim ve akla sahip toplumlar şanslılar…
Sevgili Kemal Bey,
Her zamanki gibi umit ve ilham verici yaklaşımınızı gormekten ne kadar mutlu oldum anlatamam. Tramola tabirini bilmesem de son iki yıldır iş arakadaşlarıma hep aynı konseptten bahsederken buluyorum kendimi. Hayatta nefessiz koşma zamanlarından birinden geçtiğim için Unimed yemeklerine katılamıyorum ama sizin ve eski dostların sağlıklı ve keyifli oldugunu duymak çok guzel. İnşallah ilk soluklanma fırsatında gorusmek uzere…
Sevgi ve selamlar,
Gulen
Ben de seninle burada karşılaşmaktan mutluluk duydum. Nezaketine de teşekkür ederim. Görüşmek dileğiyle.